1 Şubat 2015 Pazar

18. Hafta: Gençlerbirliği 0 - 2 Çaykur Rizespor (01.02.2015 - Pazar)


Açıkçası bu kadar kötü geçen bir maçı hiç konuşasım yok. Madem bir yola girdik. Birşeyler karalamak gerekir. Zorlama yazı için kusura bakmayın.

İrfan, Tomiç, Doğa ve Ahmet Çalık'ın yokluğunda İrfan Buz'un nasıl bir takım çıkaracağı az çok belliydi. Takımın eksik olması, İrfan Buz'un daha kolay seçim yapmasına olanak tanıyabilir. Hatta çaresiz olduğu düşünülebilir ama ben öyle düşünmüyorum. Ne olursa olsun Sedat ve Petroviç bu takımda hiçbir zaman olmamalı. Peki yerlerine kimler oynamalıydı? Açık söylüyorum. Hiç farketmez... Stoperde Ferhat Görgülü pekala oynardı. Petroviç'in yerine ise oynayacak adam çok. Çağrı, Taylan, Mervan... Hepsi olur. Maç böyle bittikten sonra konuşmak kolay diyebilirsiniz ama bu konudaki fikirlerim sezon başından beri netti.

Kalede Ferhat'ın olması sürprizdi. Ramazan'ı yediği hatalı golden hemen sonraki hafta yedek bırakmak ne kadar doğru bilmiyoum. Ferhat 2. golü hediye etse de bu karara bir şey demiyorum.

Maç başladı. Defansın önünde Petroviç, onun önünde Gossoyla Uğur bazen de Guido vardı. Berat sağ tarafta, Stancu en uçtaydı. Şimdi böyle bir orta sahadan ne beklenebilir? Nasıl bir hücum planı düşünülmüş olabilir? Bence hiçbir şey düşünülmedi. Statik Petroviç'den zaten ümidim yok. Gossoyu forvete yakın bölgede, önceki maçlarda hep gördük. Koşuyor. Ceza sahasına giriyor. Top kapıyor ama hepimiz biliyoruz ki bu adamın oyun görüşü çok sınırlı. Uğur da bu anlamda pek farklı değil. Berat ve Guido da oyun kurmaktan çok golü düşünen futbolcular. Tamam, eksikler var falan filan. Peki Taylan bu takıma niye alındı? Kupa maçlarında oynadı. Pek iyi oynamamış olabilir ama en azından pas görüşü ve hücum özellikleri bakımından Petroviç, Gosso ve Uğur üçlüsünün her birinden daha üstün.

Yediğimiz ilk gol. Hiç öyle "Erken gol yedik." deyip geçiştirilecek türden bir gol değil. Eren bizim sağ tarafımızda bir maden olduğunu farketti. Berat'ı rahat geçtikten sonra önünde kanal gibi bir yol vardı. Ümit Kormaz'ın koşusuyla birlikte sürüklenen Hakan bu yolu tamamen açmış oldu. Eren bu yoldan su gibi aktı geçti. Sedat yalandan Eren'in peşine düştü. Petroviç olayları izlemekle kaldı. İçerde de Sercan, Tosiç'in markajından çok kolay kurtuldu. Pasın arasına geçmeyi kimse düşünmedi.

Geriye düştükten sonra golü daha çok aradık tabi ama sadece aradık. Değil gol, pozisyon bile bulamadık.

28. dakikada Gosso oyundan atıldı. Gosso'nun yaptığı hareketin sarısı falan olmaz. Tartışmasız kırmızı kart. Hakem ne yaptı? Önce sarı kart gösterdi. Bizim Gosso da yaptığı şeyi anlamamış gibiydi. Adama kasıtlı dalmadığını düşünüyorum ama bu harekette kasıt aranmaz. Gosso'nun hareketi, sınırların dışında sertlikteydi. Gosso niye itiraz etti anlamadım ama kart gerektirecek bir itiraz mıydı? Hakemin yanlış kararı, ikinci bir yanlış kararla düzeldi. Üst üste iki yanlış bir doğru doğurdu.

Şimdi, bazı şeyleri ısrarla tekrar etmeyi severim. Maçı yöneten zat, ismini, cismini hatırlamak bile istemediğim biri. Türk hakemliğinin markalaşmış ürünü (Bkz. Antep-Galatasaray maçı, Gençler-Fener maçı ve daha nicesi). Maçta hiç hakem olmasa daha adil olurdu. Kesinlikle. Bu insanın hakemlikle falan alakası yok. Aleyhimize veya lehimize verdiği kartlardan, faullerden dolayı değil. Sadece bu maç için konuşmuyorum. Verdiği kararlar oyun kuralları dışında. Takıma göre, futbolcuya göre, biraz önce çaldığı düdüğe göre, daha önce gösterdiği karta göre, futbolcunun verdiği tepkiye göre maç yöneten, aslında çok şaşırmadığım bir vatandaş. Maç başlamadan da hazırlıklıydım. Ne olursa olsun, öfkelenmeyecektim. Öfkelenmedim de.

"10 kişi daha iyiydik, gol bulabilirdik. İkinci yarı çabaladık." falan hepsi hikaye. Çaresiz çırpınışlardan ibaretti. Yediğimiz 2. gol de boşvermişliğin ürünüydü. 2 golde de Sercan Kaya sahnedeydi. Ferhat'ın topu oyuna sokarkenki dikkatsizliği sonuncunda top Sercan'a geldi. Defansımızın dangalaklığını farkeden Sercan soğukkanlılıkla topu çekip yayın oraya gelen Obraniak'a verdi. İçerde bir adamın etrafında 3 kişi (biri Petroviç!) bekleyen biz, Obraniak'a bomboş şut imkanı verdik.

Uğurla, Berat'ın gördüğü kırmızı kartlar doğruydu. Fenere vermezler, o ayrı konu.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder