28 Şubat 2015 Cumartesi

22. Hafta: Gençlerbirliği 0 - 0 Sivasspor (28.02.2015 - Cumartesi)


Maça kötü başlamadık, kötü de oynamıyorduk. Rakibe kıyasla daha derli toplu pas yapıyorduk ama bu demek değil ki hücumda iyiydik.

Herşeyden önce Sedat iyi idare ediyor. Sedat gibi stoperleri "Hamleli stoper" diye tabir edilyorlar. Yaptığı hamlelerin sertlik derecesine göre "kasap" ünvanını rahatlıkla alabilir. Ki, Sedat böyle bir stoper. Daha kötüsü kasıtlı ve nizami olmayan hareketleri bu stoperlerde sık sık görürüz. Fener ve Galatasaray gibi hakemle giden takımların haklı olarak vazgeçmek istemeyeceği tipleme. İki maçtır Sedat'ı gayet efendi gördüğüm için beğendiğimi söyleyebilirim. Ne olursa olsun ben, pozisyon alan ve hareketli stoperleri seviyorum. Ahmet Çalık böyle bir stoper. Ferhat Görgülü de.

Hücum 4'lümüzde öldürücü pas kullanan futbolcumuz yoktu. Landel böyle bir futbolcu değil. Bu yüzden Petroviç'in yerinde olmalıydı. Petroviç'in direkten dönen şutu takdir edilesi ancak maç boyunca topları hep geriye doğru kullandı. Landel'in olduğu yerde de İrfan'ın yokluğunda Hleb ve Tomiç değişmeli oynayabilirdi.

Berat'ı ayrıca konuşmak istiyorum. Bence potansiyeli çok yüksek. Acemice davrandığı oluyor. Fakat bu demek değildir oyundan çıkmalı veya oynamamalı. Berat sürekli oynamalı. Geriye gelip pas isteyip alıyor. Pozisyonu takip edip topları topluyor.. Tek top oynuyor. Bugün belki kötü paslar attı ama en azından deniyor. Pas görüşünü arttıracağına eminim. Oynadıkça etrafını daha iyi görüp pas tercihlerini geliştirecek. Hem bunlar Berat'ın ekstradan yaptığı işler. Onun işi gol. Bugün kenardan gelen ortalar çok kötü olduğundan içerde topla buluşamadı. Aradan ona pas atan kimse de olmadı. Berat'ın hevesini koruyarak önümüzdeki maçta gol atacağına ve/veya asist yapacağına inanıyorum.

Mesut Bakkal'ın ikinci yarı başlar başlamaz Berat'ın yerine Gossoyu alması küfür gibiydi. Kendi adıma daha kötüsüydü. Gol şansını çok aza indirmekle kalmayıp rakibin gol şansını arttırdı. Nitekim, son 5 dakika hariç çok kötü bir maç izledik. Kendi sahamızda beraberliğe oynuyorduk.

Guido'nun direkten dışarı çıkan kafa vuruşu, Ahmet Çalığın çok şanssız olduğu pozisyon ve El Kabir'in şutları son dakikalara sıkıştı. Maçı kazanabilirdik tabi ama böyle dememeli. Maçı kazanmalıydık demeli. Yani Mesut Bakkal bunu demeliydi. "Galibiyet olsa da olur, beraberlik de iyi" gibi bir kafa Gençlerbirliğine çok ters. Çünkü biz kırmızı-siyah olarak iradeyi ve kararlılığı temsil ediyoruz. Bilmiyorsa öğrensin.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder