24 Mart 2015 Salı

25. Hafta: Başakşehir 3 - 1 Gençlerbirliği (22.03.2015 - Pazar)

  
İlk 11'de sürpriz yoktu. Oyunda da sürpriz olmadı. Başakşehir'in temkinli oyunu hücumdaki etkinliğimizi azalttı. Net pozisyonları bulan taraf Başakşehir olsa da daha iyi olan bizdik.

İlk yarı açıkçası sıkıcı geçti. Takımda biraz boşvermişlik de yok değildi. El Kabir hariç tabi ki. El Kabir yeteneklerinin yanında hep iyi oynadı. Bu daha önemli. Her maç, her dakika iyi olmak kolay bir iş değil. El Kabir'in en çarpıcı tarafı beyni. Maç içinde özellikle sonlara doğru kafa yorulur. El Kabir'in kafası da, vücudu da yorulmuyor. Yaptığı asist beni hiç şaşırtmadı. Hatta bu kadar kısa süre içinde çok iş yapması da bana fazla geldi. Taraftar olarak ben bunu zor kaldırırken El Kabir'in sürekliliği yani kıvamı hayranlık uyandırıcı. 

Golü attıktan sonra maçı iyice bıraktık. Maç bitti diye düşündük. Mesut Bakkal da çok yanlış oyuncu değişiklikleri yapınca maçı verdik. Tomiç hiç yoktu. İrfan'ın girmesi doğru fakat çıkan oyuncu Hleb olmalıydı. Hleb, El Kabir'in aksine dağınık bir futbolcu. Özellikle 60'tan sonra kafa olarak kayboluyor. Zaten kafayla oynadığı için tüm vasıfları yok oluyor. Hleble Guido veya Landel yerine İrfanla Berat girseydi maç böyle bitmezdi ama yine de Ahmet hariç tüm defansif futbucularımız oldukça kötüydü.

Yediğimiz gollerde defans ve defansif orta sahaların payı çok büyük. Visca'nın şutunda herkesin Ramazan'a yakın durması acemilik dolu. 2. gol de Hakan'ın gereksiz hareketi ve devamında da Dokaya rahat şut attırmamız hepsi acemilikti. Ramazan her topu içeri alarak ve bunu yıllardır yaparak gözümde tüm kredilerini bitirdi. Uzaktan gelen her top gol olmaz ki. 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder