30 Eylül 2014 Salı
Metin Diyadin (Gizli kahraman)
Ligte dört haftayı geride bıraktık ve ideal kadro şekillendi. Kalede Dahlin, 4'lü defans soldan sağa Uğur, Tosic, Ahmet, Hakan önlerinde Gosso, Doğa kanatlar Stancu, Koçer en uçta Berat arkasında İrfan. Kenardan da Nizamettin, Deniz, Petrovic ve Antal bunlara alternatif... Mustafa Kaplan'ın as olarak oynattığı Mervan kadro dışı bırakıldı. Metin Diyadin Kasımpaşadayken Mervan'ı çok isteyip Pescaraya kaptırdığını da söylemek lazım.
Bu tabloyu görüpte Metin Diyadin'i hatırlamamak bence çok yanlış olur. Orduspor'dan tanıdığı ve geçen sene Gençlerbirliğine aldığı Gosso ve Stancu bugün hepimizin çok sevdiği futbolcular. Her ne kadar pek ortalıkta görünmese de iyi kötü takımda kendine yer bulabilen Nizamettin'i geçen hafta maçı kazandıran oyuncu olarak onun da Orduspor'dan geldiğini belirtmek gerek. Ahmet Çalık, Fuat Çapa'nın son günlerinde piyasaya çıksa da geçen sene Metin Diyadinle birlikte ilk defa düzenli olarak oynadı. Belki en önemlisi cesur bir kararla Tosic gibi hücumun lideri olan bir sol beki stopere çekip Uğur Çiftçiyi onun yerinde oynatması kesinlikle ilham veren, yaratıcı bir düşünceydi.
Geçen senenin ikinci haftasında ligin iyi takımlarından Akhisar'ı 3-1'le geçtiğimizde herkes Uğur'u konuştu. Metin Diyadin'in ne yazık ki tek galibiyeti bu maç oldu. 8 maçta 4 puan toplayan Gençlerbirliğinde Cavcav haklı olarak Metin Diyadin'e yol verdi. Bunların yanında kafama önemsiz sayılabilecek bir ayrıntı takıldı. 3. haftadaki Karabük deplasmanında son dakika golüyle maçı kaybetmiştik. Metin Diyadin maçın sonununda hakeme aşırı tepkisi yüzünden ceza aldı. Bence ne olduysa bundan sonra oldu. Maç hafızamdan silindiği için neler olduğunu hatırlayamıyorum ama Diyadin'in isyanındaki çaresizlik ve üzüntü aklımda kaldı. Bundan sonraki maçlarda takımda kendine güvensizlik hakimdi ve üst üste mağlubiyetler geldi. Genel olarak iyi oynasak da gol silahları Stancu, Jimmy Durmaz ve Oktay hiç bir üretkenlik gösteremiyorlardı. Akhisar maçı hariç neredeyse hiç gol atamayan takım üzerinde normal olarak "Metin Diyadin hücum oynatamıyor" gibi bir düşünce vardı. Nasıl olduysa Şifo takımın başına geçer geçmez özellikle Stancu'nun evrim geçirmesiyle Gençlerbirliği, 3 maçta 9 puanı 7 golle kazandı. Bence Şifo "hücum oynamıyormuşsunuz, hücum oynayın, bak böyle oynanıyor" diyerek takımı uçurmadı. Sadece futbolcuların kendine olan güvenini geri getirdi.
Tüm bunlarla birlikte hakemler bizi hedef almışçasına bize çok rahat kart çıkardı ve penaltılarımızı vermedi. Çok efendi biri olarak Kulusic'in ilk üç maç sonunda iki defa kırmızı kart görmesini de eklemek gerekir.
Metin Diyadin "Uğur Çiftçiyi oynatmak için elimden geleni yaparım, ben de onun yaşında bu kulübün alt yapısından çıktım" demesini ben, genç oyuncuları kazanmak için koltuğunu kaybetmeyi göze almak olarak görüyorum. Tüm bunları birleştirdiğimde Metin Diyadin'i kesinlikle çok şanssız ve bugünkü takımın baş mimarı olarak görüyorum.
Bence Metin Diyadin ve Mustafa Kaplan birbirlerinin kader ortağı. O zamanki adıyla Gençlerbirliği Oftaş'ı süper lige çıkaran Metin Diyadindi. Geçen sene Hacettepeyi 2. lige çıkaran Mustafa Kaplandı. İkisi de Gençlerbirliğinde genç oyuncuları oynatmak için seferber oldu. İkisi de vefalıydı ve şimdiki takımı kurdu, çalıştırdı ve çok kısa sürede gönderildi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder