Peki kısa vadede ne yapmalı? (Uzun vadede altyapı odaklı, haksız rekabetin olmadığı köklü bir yapılanmaya ihtiyaç var. Bu konuyu da ayrı bir başlıkta ele almayı düşünüyorum.)
- En iyi adamlarımız (?) Caner ve Gökhan Gönül'den vazgeçip sıradan bir altyapı eğitimi almış, pozisyon bilgisine sahip 4 defans oyuncusuna forma vermeli. Bu oyuncular 3. ligten bile olabilir. Yeterki oynadığı pozisyonun gerekliliklerini yerine getirsinler.
- Seviyemizi bilmeliyiz. 3. sınıf bir futbol milli takımına sahip olduğumuzu kabul edip gereksiz komplekslere girmeyip şansa, kadere kazandığımız 3, 5 maçı destansılaştırmamalı.
- İstanbul takımlarında oynayıp milyon dolarlar kazanan kendini dev aynasında gören futbolcuları 25 kişilik kadroya bile almamalı. Diğer takımlardaki futbolcular için "o seviyede iş yapmazlar" gibi bir klişeyi tekrarlamamalı. (ki zaten o seviye hangi seviyeyse, gelen geçen 2'şer, 3'er tane atıp duruyor)
- "Topa sahip olan, oyuna hükmeden" gibi tanımlarla tek bir oyun planını dahiyane bir stratejiymiş gibi algılayıp plansız, programsız (aslında ne yapılacağı bilinmediğinden) gidişata göre hareket eden "kervan yolda düzülür." mantığından vazgeçmeli.
- 7, 8 yıldır aynı oyuncular hem kendi takımlarında, hem milli takımda oynayıpta hala "takım" olamıyorsa "oyuncuların birbirini tanıması lazım", "beraber az oynadılar", "ilk defa oynayacak", "çok genç" gibi çok gereksiz ezber lafları söylemek yerine Gekas'ın Türkiyeye ilk ayak bastığı günde "hat-trick" yaptığını ve bunun gibi bir ton örneği hatırlayarak yeni oyuncuları kadroya çağırırken tereddüt etmemeli, gerektiğinde her seferinde farklı oyuncular çağırmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder