8 Şubat 2015 Pazar

19. Hafta: Bursaspor 3 - 1 Gençlerbirliği (08.02.2015 - Pazar)

Bugün daha heyecanlıydım. İrfan geri dönmüştü. Landel sahadaydı. En uçta Stancu, arkasında İrfan, onun arkasında Doğa, Landel, kanatlarda Uğurla Berat vardı.

Hakem Tosiç'e gösterdiği sarı kartla en baştan tavrını belli etmişti. Gözdağı gibiydi. Hakem hakkında sonraki paragraflarda daha ayrıntılı konuşacağım.

Landel ve İrfan farkıyla deplasmanda oyun üstünlüğüne sahip olduk.

İrfan'ın yaptığı asist öncesinde topu tek başına rakipten söküp aldığına dikkat çekmek gerekir. İrfan topu kaptıktan sonra önünde boş bir alan buldu. Etrafına baktı ve bakarken de topu bir iki adım sürdü. Gözü Stancudaydı. Topu Stancu'nun önüne doğru yollayacağını en baştan kararlaştırmıştı. Stancu da çok zeki bir futbolcu ki İrfan'ın, topu onun önüne doğru atacağını anladı. Fırlamak için kendisini tıpkı bir oku, yayından gerer gibi hazırladı. İrfan topu ayağından çıkarır çıkarmaz da ok gibi fırladı. Bu şekilde gerçekleşen ikili oyunun sonu gol oldu. Stancu, İrfan'ın milimetrik pasını kontrol ederken zorlanmadı. Çünkü top Stancu'nun ayağına paraşütle iner gibi indi.

İrfan sadece tekniğini ve oyun zekasını değil, yüreğini de ortaya koydu. Çok koştu. En çok o koştu.

Golle birlikte oyundaki üstünlüğümüz skora yansıdı ve hakem kendini göstermeye başladı. Çaldığı ve çalmadığı düdüklerdeki taraflılık çok daha berraktı. Verdiği faullerle kalemizde baskı yaratmayı başardı ama pozisyon vermedik. Tamamı yanlış sarı kartların yanında penaltımız da verilmedi. Hakem maçı istediği gibi yönlendirdi. Fenerle veya galatasarayla maç yapıyor gibiydik.

Landel-Hleb değişikliği hiç yaramadı. Orta sahadaki dinamizm kayboldu. Landel'in hızı bize savunmada da çok yardımcıydı. Hleb'in tekniği hunharca saldıran, bizle kavga eden, tribüne oynayan ve onu kullanan Bursasporlu oyuncuların karşısında dirençsiz kaldı. İrfan'ın Volkana olan nizami vücut darbesi onun sadece  dengesini değil ruhsal yapısını da bozdu ve İrfan'ı ayağıyla makasa aldı. Hakem faul bile olmayan pozisyon sonrasında İrfan'a sarı kart gösterdi. Bu durum hakemin tutumuna bakılacak olursa çok normaldi.

Mustafa El Kabir oyuna girdi. Guidoya çok benzeyen fizik yapısı ve oyun tarzı onun yokluğunda bu boşluğu doldurmuş oldu. Sürati ve dengesiyle birlikte etkili oldu ama hakem onu da durdurmayı başardı. Ona yapılan açık penaltıyı görmedi. Bence görmek istemedi. Bunun yanında Belluschi'nin tekmesine kırmızı kart çıkarmadı. Maçın içine etti dersek çok az söylemiş oluruz.

66'da hakemin tüm gayretlerine Josue karşılık verdi. Ona boş şut imkanı verdik ve Ramazan da topu içeri aldı.

Golden sonraki bölümde  Doğa ve Hakan'ın mücadelesi irade doluydu, göz doldurucuydu. Bizim göz yaşlarımız tutku ve kararlılık içindi. Şenol Güneş'in davranışları, Volkan'ın timsah göz yaşları, Serdar Aziz'in çirkefliği 3 puan içindi.

İrfan'ın sakatlandığı an, bizi gole götürebilecek bir kontra atak pozisyonuydu. Allah'ın adaleti bu olsa gerek. Sonucun hiçbir önemi, anlamı, değeri yok. Önce ortada tarafsız hakem olması gerekir. İrfan'ın sakatlanması dışında üzülecek başka birşey yok.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder